Ş E H R İ R U Z G A R
 
  ANA SAYFA
  ÇANAKKALE RESİMLERİ
  ÇANAKKALE İLÇELERİ
  ÇANAKKALE BOĞAZI EFSANELERİ
  ÇANAKKALE ANTİK TARİHİ
  ÇANAKKALE ANTİK ŞEHİRLERİ
  ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
  ÇANAKKALE KARA SAVAŞI
  ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞI
  TRUVA SAVAŞI EFSANESİ
  TRUVA TARİHİ
  GELİBOLU YARIMADASI ŞEHİTLİKLERİ
  ANADOLU YAKASI ŞEHİTLİKLER
  ULAŞIM
  ÇANAKKALE OTELLERİ
  AYAZMA
  GELİBOLU
  KAZDAĞLARI EFSANELERİ
  ASSOS
  NERELERE GİDELİM
  BOZCAADA
  GÖKÇEADA
ÇANAKKALE ANTİK ŞEHİRLERİ





ABİDOS

Bu ad , İlyada destanında anılmasından da belli olduğu üzere, Truva Bölgesinde Helenleşme öncesi dönemden kalmadır. Ve çok eski Luwi dilenden gelmiş olabileceği sanılmaktadır. Geçmişi M.Ö. 2000'li yıllara değin uzanmaktadır. Kent ününü, özellikle Çanakkale bölgesi ortasında boğazdan geçişi denetleyecek bir üs konumda olmasına , ayrıca ilkçağda boğazın karşı kıyısındaki Sestos kenti ile bir yakadan diğerine geçiş için kullanılan başlıca iskele olmasına borçludur. Kentin yeri Çanakkale İl Merkezinin 6 Km. kuzeyinde bulunan Nara burnu ucudur. Günümüze ulaşmış tarihsel kalıntı yoktur. Sadece çanak-çömlek kırıkları bulunmaktadır. Pers ordusu Kral Kserkses komutasında M.Ö. 480 yılında Yunanistan seferine çıkarken, karşı kıyıya buradan, Abydos ve Sestos kentleri arasında kurulan iki geçici köprüden geçmişti. Makedonya Kralı Büyük İskender'in ordusuda M.Ö. 334 yılında donanmanın gemilerine dolarak , karşı kıyıdan Abydos'a çıkmıştır.

AİANTEİON

Aianteion, Çanakkale 'de Kumkale ile İntepe (Erenköy) arasındadır. İntepe'nin 8 km. güneybatısı ile Kumkale'nin 3,5 km. doğusundadır. Troia'nın da 3 km. kuzeyindedir.
Aianteion'un Hellen dilinde anlamı olmamakla beraber Luwi-Pelasges dillerinde "Ana Tanrıça" anlamına gelen bir sözcüktür.
Bu kent ile ilgili bir kalıntı günümüze gelmemiş, yalnızca Strabon, Marcus Antonius döneminde Aias mabedi ve heykelinden söz etmiştir.


DARDANOS



Helen destan inancına göre , baş tanrı Zeus ie Elektra'nın oğlunun adıdır. Kentin yeri, Çanakkale İl merkezinin
11 Km. güneyindeki Hasan ve Mevsuf Şehitliği'nin bulunduğu basık tepe görünüşlü höyüktür. Höyük üstündeki toprak , çeşitli çağlardan ( hatta bazıları M.Ö. 2000 yılından) kalma seramik kırıklarıyla dolu olup, çok eski çağlarda ( Yaklaşık M.Ö. 3000'li yıllarda ) kurulmuş olmasına karşın , tarihsel bir yapı kalıntısı günümüze ulaşamamış, sadece içinde bir çok iskelet, eşyalar, altın süs takıları, bronz ve toprak i pişmiş gereçler ve müzik aletleri saptanan büyük bir mezar bulunmuştur. Bulunmuş eşyalar Çanakkale Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir
 

KALİDNE

KALİDNE,Tavşan adalarının antik çağlardaki adıdır.

OPHRYNEİON


Ophryneion'un Çanakkale İli İntepe (Erenköy) Beldesinde bulunduğu kesinleşmiştir.Ophrynion ismi Grekçe kelimesinden türemiştir. Bu kelime Türkçe ‘tepenin yamacı’, ‘sarp bir uçurumun çıkıntısı’ gibi anlamların yanında tepeden bakmak, küçük görmek gibi mecazi anlamları da taşımaktadır. Ophrynion kenti, yalnızca M.Ö. 4. yüzyılda sikke sarp etmiş, muhtemelen bu yüzyıldan itibaren önemini yitirmiştir. Ophrynion’un gümüş sikkelerinin ön yüzünde betimlenen sakallı, miğferli erkek başının Hektor’a ait olduğu düşünülmektedir. M.Ö. 4. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen Ophrynion sikkelerinde karşılaştığımız farklı bir tipte ön yüzde sakallı bir erkek başı, arka yüzde miğferli, mızrak ve kalkanlı bir erkek figürü betimlenmiştir.

 

RHOETEİON

Rhoiteion'un Troas bölgesinde, antik kaynaklarda Rhesas diye geçen bir derenin yakınında olduğu sanılmaktadır. Kentin ismi Plinus, Strabon, Bizantionlu Stephanos, Herodotos ve Thoukydides'de geçmektedir.
Strabon buradan şöyle bahsetmektedir.
Daha sonra Rhoeteion denilen alçak bir kıyıda olan ve bir tepe üzerinde bulunan Rhoeteion kenti gelir.Bu kıyıda Aias'ın bir tapınağı ve Antonius tarafından Mısır'a götürülen bir heykeli vardı.
Prof.B.Umar, Rhoeteion'un Hellen dilinde yanık kokusu anlamına gelen Rhoizos'dan türetildiğini ileri sürmektedir. Tarihte ismi Xerxes'in Yunan seferinde (M.Ö.480) uğradığı kentler arasında geçmiştir. Strabon'un bahsettiği tapınak ve başka bir kalıntı günümüze ulaşamamıştır.

 

 

SİGEİON

SİGEİON, Helen dilinde "Sessizlik Yari" anlamına gelmektedir. Sigeion antik kenti M.Ö. 7. Yüzyılda aynen Akhilleion gibi, Midilli adasından gelen Mitileneliler tarafından kurulmuştur. M.Ö. 6. Yüzyılda Atinalılar tarafından zaptedilmiş, bu nedenle komşu Akhileion kentinde üslenen Mitilenelilerle, Sigeion'a yerleşen Atinalar arasında uzun yıllar savaş sürüp gitmiştir. Daha sonra M.Ö. 334 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Atinalılardan alınmıştır Sigeion'un yeri Çanakkale İl merkezine 34 Km. uzaklıkta olan bugünkü Yenişehir Köyü'dür. Yenişehir eski bir Rum Köyü olup Birinci dünya savaşı sırasında boşaltılmıştır. Günümüzde burası Askeri yasak bölge kapsamındadır. Sigeion, arkaik ve klasik çağlarda Aşağı Menderes ovasının en büyük kenti idi. Makedonya Kralı Büyük İskender'in ölümünden sonraki iktidar mücadelesinde M.Ö. 302 yılında Lisimakhos tarafından kuşatılmış ve işgal edilmiş, İlion kenti ile birleştirilmiş, fakat baş kaldırdığı için İlion (Truva) tarafından tahrip edilmiştir.

                         

              

AMAXİTOS (HAMAXSİTOS)


Amaxitos'un Troia yarımadasının güney ucunda Bababurnu yakınındaki Gülpınar'ın 3-
4 km. güneybatısında deniz kıyısında olduğu sanılır.
Amaxitos ,Hellen dilinde "Araba Yolu" veya "Anayol" anlamında bir sözcüktür.
Antik çağın tarihi ve coğrafyası konusunda bilgiler veren Xenophon, Thoukyidides ve Strabon bu kentin yalnızca isminden söz etmekle yetinmişlerdir.
Amaxitos'da kazı ve yüzey araştırması yapılmamıştır. Bunun yanı sıra herhangi bir kalıntı veya buluntu ile karşılaşılmamıştır.

      

                                         GARGARA

Eski Helen dilinde " Kaynaşan Kalabalık" demektir. Kazdağı'nın (İda) yüksek doruklarından birinde, İzmir-Çanakkale yolunun sağ tarafındaki Çaltı Köyü'nün yakınlarında çok eski zamanlarda kurulmuştur. Burası Eski Gargara'dır. Sonradan kent halkı biraz daha güneye denize daha yakın bir tepeye taşınmış ve Yeni Gargara kenti orada oluşmuştur. Yeni Gargara'nın da kalıntıları Arıklı Köyü yakınındaki Zindan Tepe üzerindedir.


                                    GARGARON

Homeros'un İlyada Destanı'nda Tanrılar Tanrısı Zeus der ki:
"Ege'nin mavisi ile İda'nın yeşili arasında öyle bir yer vardır ki; orada keskin kekik kokuları içinde lezzetli zeytin çeşitleri ile yaptığım kahvaltının tadını hiçbir yerde bulamadım.İşte orası GARGARON' dur."

  

 

Gargaron, Küçükkuyu' nun antik adıdır. Homeros, İlyada'sında: "Assos'tan doğuya doğru gidildiğinde Adramyttenos Körfezi'ni (Edremit Körfezi) oluşturan bir burun vardır ki buraya Gargara denir." der.

Antik ismi Gargaron olan Kü-çükkuyu' nun tarihi M.Ö. 9. yüzyıla kadar gitmektedir. Gargara ismini de İda Dağı'nın Gargara Tepesi'nden almıştır. Gargara'dan Homeros'un İlyada Destanı'nda çok sık bahsedilmektedir.

Gargaron'un bulunduğu yerden bahsedilirken "Assos'tan doğuya doğru gidildiğinde Adromytnenas (Edremit) Körfezi'ni oluşturan bir burun üzerinden gelinir." denmektedir.

Küçükkuyu, M.Ö.6. yüzyılda Lydna, M.Ö. 546 da Pers egemenliğine geçer. M.Ö. 494 yılında Miletos Kenti tümüyle tahrip edildiğinden, Miletos'tan Gargara'ya çok sayıda göçmen getirilmiştir. M.Ö. 480 yıllarında Atina'yı da egemenliği altına almak üzere yola çıkan Pers Kralı'nın Küçükkuyu'da bir gece konakladığı, ancak aniden bastıran fırtına yüzünden pek çok askerini kaybettiği de rivayet olunmaktadır. Küçükkuyu M.Ö. 241-133 yılları arasında ise Bergaman (Bergama) Krallığı'nın egemenliği altında kalmıştır.

Küçükkuyu yöresinin, tarihin her döneminde yerleşime tabi tutulduğu bilinmekle beraber ; henüz tarihi geçmişi ile ilgili ayrıntılı çalışmalar da yapılmamıştır. Bu sebeple antik Gargara şehrinin yeri de tam olarak bilinememektedir.

 

1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Gargara'nın yeri ile ilgili bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırma sonucunda; ilk yerinin Nusratlı Köyü'nün kuzeyindeki Kocakaya Tepe'de olduğu, daha sonra ise Arıklı Köyü'nün doğusundaki Zindan Tepe'ye taşındığı tespit edilmiştir. Her iki tepede de bu araştırma sonucunu doğrulayacak tarihi kalıntılara rastlanmıştır.

   KHRYSA(KHEYSE-KİLLA-SİMİNTHEUS)

Ayvacık İlçesi Gülpınar Beldesinde bulunmaktadır. M.Ö. 2 YY. yapıldığı anlaşılmıştır. İlyada destanında şöyle söz edilmektedir. Ey Khryse'yi kutsal Killa'yı koruyan gümüş yaylı, Tendos'un güçlü kıralı Smintheus dinle beni, bir gün sana yaraşır bir tapınak yaptıysam, boğaların, keçilerin yağlı butlarının yaktıysam , senin uğruna, şu dileğimi tez elden yerine getiriver.
Göz yaşlarımın öcünü al Danolardan , oklarınla

Tanrıların tanrısı Zeus'la Leto'nun oğlu Anadolu tanrısı Apollon için söylendi bu dizeler. Tenedos (Bozcaada) Kralı Khryse'yi (Gülpınar) koruyan tanrı Akhalar ile Troila'rın büyük savaşında Apollon yine Anadoluların yanında yer alır. Troaslılarla ona şükranlarını sunmak için, Gülpınar'daki Apollon Smintheus Tapınağı'nı, diğer adıyla Farelei Apollo Kutsal Alanını yaparlar. Tapınak , destandaki bu savaşı resimsel olarak anlatması ile dünya uygarları içinde yer alan tek örnektir.

İda (Kaz ) Dağlarının binlerce yıllık tarihsel yaşamının, Akha Kıralları arasındaki kavgaları, küsleri, kızkaçırmaları, Akhalı kahraman Akhilleus'un Troia Kralı Priamos'un oğlu Hektor'u öldürmesini, Paris'in güzel Helena'yı kaçırışını, Apollon'un okları ile veba mikrobunu yollamasın, Zeus ile Muzo'ların (Esin perileri) beraberliklerin, Ithake Kralı meşhur Odysseus'un maceralarını ve Apollon'un
5 m. Büyüklüğündeki tanrı heykelinin bacağını görebilirsiniz.

İlk kazılar 1866 yılında yapılmıştır. İlk kazılardan sonra tapınak unutulmuş, üzerine Zeytinyağı fabrikası yapılmış, bahçe olarak kullanılmış ve mermerleri yakılarak kireç yapılmıştır. Kazı ve restorasyon çalışmaları 1984 yılından beri devam etmektedir. Çanakkale Valiliğinin maddi katkılarıyla tapınak önemli ölçüde ayağa kaldırılmıştır

 

KHRYSA ,Bu kentin yeri Ayvacık İlçesi Gülpınar Beldesinin 2 km. kuzeybatısında, Beşik tepe üzerinde idi. Ünlü Apollo Smintheus tapınağında bu kentte bulunmaktadır. Smintheus, Fare Tanrı demektir. Kenti, Yunanistan'dan gelen İonlar kuşattığı zaman, gece topraktan çok miktarda tarla faresinin çıkarak askerlerin silah ve teçhizatların deri kısımlarını kemirip kopardıkları ve bu yüzden kenti kuşatan İonların savaşı kaybettiği, ünlü coğrafyacı ve seyyah Strabon tarafından yaklaşık 2000 yıl önce yazılan Geographica adlı kitapta belirtilmektedir. Lekton halkı da bir minnet göstergesi olarak bu tapınağı inşa etmiş olmalıdır.

 

Apollonn Smintheus Tapınağı :

 

Apollon Smintheus Tapınağı, eski adıyla Külahlı olarak bilinen Gülpınar Beldesi'nin kuzey-batısıyla, kuzey doğusu arasında kalan vadinin başlangıç eteklerinde Bahçeler-içi olarak adlandırılan mevkide yer alır.

 

Su yönünden zengin olan bu yöre, yeraltı kaynak suları ile beslenmekte; büyük olasılıkla antik çağlarda oluşturulan yeraltı kanalları ile ana merkeze aktarılmaktadır. Tapınağın yapıl-dığı Hellenistik çağda da yörede suyun bol olması Apollonn kültünün bir simgesidir. Çünkü; tanrı Apollonn kehanette bulunmak için her zaman suya gereksinim duymuştur.Tapınağın bu alanda kurulmuş olması da bu nedenle olmalıdır.

 

Arkeologlar, mimarlar ve sanat tarihçileri için Hellenistik Çağ (M.Ö.330-30) ve mimarisi çok sevilen ve ilgi duyulan bir konu olarak karşımıza çıkar. Gülpınar Apollonn Smintheus Tapınağı da Hellenistik dönem için konusunu Homeros'un Ilyada Destanı'ndan alan kabartmaları yanında mimarî tasarım ve stili ile dikkatleri üzerinde toplar.M.Ö.150 yıllarında Ion stilinde yapılan tapınak, kuzey-batı Anadolu'da, Troas bölgesinde bugün için tek örnektir. Tapınak'ta Hellenistik Çağ Anadolu mimarlığına imzasını atan Mimar Hermogenes'in uyguladığı pseudodipteros (yalancı iki sıralı sütun) plân tasarımı kullanılmıştır.Ön ve arka cephelerinde 8, uzun kenarlarında ise 14'er sütun dizisi yer alır. Tapınağın ölçüleri; dar yüzler 23.20 metre, uzun kenarlar ise 41.65 metredir.Alt yapısında üç farklı tür taş kullanılmıştır. Temel, yöreye özgü volkanik tüf taşından yapılmıştır. Üzeri, çevrede çok görülen andezit-bazalt taşı ile kaplıdır. Temel ve 11 basamağın en son kaplaması mermerdir. Mermer bloklarla döşenen kutsal alan, üç odadan oluşur. Bunlar; giriş sırasıyla, pronaos (kutsal ön oda), naos (kutsal oda) ve opisthodomos (arka oda) tur.Naos'ta, Paroslu heykeltraş Skopas'ın yaptığı ve 110 cm'lik bacak parçası ele geçen, tanrı Apollonn'un heykelinin yer aldığı bilinmektedir.

 

Alexandria Troas Helenistik Çağ sikkelerinde görülen ve antik kaynaklarda bahsi geçen tanrı Apollonn'un tapınak cephesinde duran, adını aldığı fare-smintheus'a basar biçimde tasvir edildiği sanılan kutsal heykeli olasılıkla, 5metre boyundadır.

 

Stylobat denilen plâtformda yer alan ve Anadolu Attik tipi bir kaide üzerinde yükselen 44 adet sütunun her biri üst üste konmuş 7 parçadan (tamburdan) oluşur. Yedinci sütun tamburu, boğa başı-çelenk süsleri veya mitolojik insan figürleri ile bezelidir. Bu son tamburun üzerine gelen başlık, Ion stilinde yapılmıştır. Sütunların üzerinde üst yapı elemanları olarak sırasıyla, inci dizisi ile süslü arşitrav (baştaban) ile friz adı verilen ve üzerinde,Yunanlılar ile Troialılar arasındaki Troia Savaşları'nı anlatan mitolojik konuları içeren kabartma bloklar yer alır. Yapı, daha sonra diş sırası (dentil), saçak (geison), üçgen alınlık (pediment) ve kırma çatı ile son bulur.Tapınak, yaklaşık olarak 5 katlı (15 metre) bir apartman yüksekliğindedir. Marmara Adası mermerinden inşa edilen tapınağın mimarı ve yaptırıcısı bilinmemektedir.Ilyada anlatımları, çeşitli çağlarda vazolar üzerinde, duvar resimlerinde, mermer lahitlerde betimlenmiştir. Ancak bir tapınakta, ilk kez olarak Gülpınar Apollon Smintheus kutsal alanında karşımıza çıkar.

                 KOLONAİ

Kolonai antik kentinin yeri de tartışmalı olup kesinlik kazanamamıştır.Strabon, Hellespontos Boğazının (Çanakkale boğazı) dışında, Larissa ile Amaxitas yakınını gösterir, J.Cook ise Kösedere Köyünün
5 km. kuzeybatısında Taraklı iskelesinin 2 km
. kuzeyindeki Beşik tepeyi işaret eder.
Kolonai Hellen dilinde Tepe halkının kenti anlamındadır.
Thoukydides ve Xenephon'da yalnızca ismi geçen kent hakkında bilgiler çok kısıtlıdır. Xenephon, Pers Satrabı Pharnabasos'dan ötürü ismini yazmıştır, öte yandan Thoukydides de M.Ö.479 da Perslerin uğradığı yenilgiden sonra Byzantion'da üstlenen Xerxes ile Spartalı komutandan ötürü kentin ismine değinmiştir.
Araştırmacıların sözünü ettiği yerlerde ise yalnızca toprak üstü buluntusu olan keramiklerle karşılaşılmıştır
.

                               LAMPONİON

Çanakkale, Ayvacık ilçesine 7 km. uzaklıkta Kozlu köyü yakınındaki Asar Tepe üzerinde kurulmuştur.
Lamponion sözcüğünün Luwi-Pelasg dilinden geldiği düşünülürse de anlamı anlaşılamamıştır. Bununla beraber eski Hellen dilinde eklere verilen “Lampon”dan yola çıkılarak “Lampon’un Yurdu” da denilebilir.
Heredotos, buradan Pers kralı Darius’un komutanlarından Otanes’in, Antandros’dan sonra ele geçirdiği bir
Troas kenti olarak söz etmiştir. Buna dayanılarak da Lamponion’un M.Ö.V.yüzyıl başlarında var olduğu bilinirse de, ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu konusunda bir söz söyleyebilmek çok zordur. Büyük olasılıkla Anadolu’lu bir halkın kurduğu ve yaşadığı bir kenttir. Troas’daki diğer kıyı kentleri gibi Atina’nın kurduğu Delos Deniz Birliğine pay ödemiş, Atina-Sparta savaşında ismi geçmemiştir.
Lamponia’nın bulunduğu yerde arkeoloji kazıları veya yüzey araştırmaları yapılmadığından, yöre de bitki örtüsü altında olduğundan kalıntıları yeterli bir bilgi vermemektedir. Bununla beraber Kozlu köyünden Lamponia’ya giden yolun sonunda bazı kalıntılar olduğu da görülmektedir. Surlarla çevrelenen kentte çok sayıda kuyu ve sarnıç bulunmaktadır

                                                LEKTON

LEKTON, Biga yarımadasının en batı ucu olan Baba Burnu'ndan bugünkü Ayvacık İlçesi Babakale Köyü yerinde bulunan bir ilk çağ kenti olup, toprak eski çanak- çömlek parçaları ile doludur. Burada, Osmanlı devrinde Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan ve stratejik öneme sahip bir kale de bulunmaktadır

 Adını sahip olduğu kaleden alan Asya'nın ucundaki fener Babakale antik çağda da adından Lekton yada Lektos olarak bahsedilen, Homeros'un İlyada adlı eserinde ve ünlü tarihçi Amasyalı Strabon'un coğrafya kitabı "Geographika" adlı eserinde yer alan tarihi bir bölgedir.

                                   PİONİA

Pionia Troas bölgesi antik kentlerinden Pionia'ya Strabon, Pausanias,Pilinus gibi antik tarihçiler değinmişlerse de yeri tam olarak kesinlik kazanamamıştır.
Pionia, Hellen dilinde "otlak yeri" anlamına gelen bir sözcüktür.
Assos kazılarına 1880'de başlayan J.Th.Clark'a göre Çaltı köyünün
5 km. kuzeydoğusunda, Pireli sırtındaydı. Burada Hellenistik ve Roma dönemlerine ait bazı kalıntılarla karşılaşılmıştır.J.M.Cook burasının bir yerleşim olmadığını iddia etmiştir. L.Robert ise Pionia'nın Troas'da olmayıp Mysia'daki Gömeniç köyünde olduğunu ileri sürmüştür.
Pionia'nın bulunduğu sanılan yerlerde arkeolojik araştırmalar yapılmadığından tam bir bilgi edinilememektedir.

TRAGASİA

Tragasia Troia yarımadasının güney ucunda, Baba burnuna 15 km. uzaklıkta, Gülpınarın da 7-8 km. kuzeydoğusunda olduğu sanılmaktadır.
Tragasai Hellen diline göre Tragasa'nın yeri anlamındadır.Kentin Byzantionlu Stephanos ve Strabon'da ismi geçmesine rağmen ayrıntılı bilgiye rastlanmamaktadır. Günümüzde de kent ile ilgili kalıntı veya buluntulara rastlanmamıştır
.

                                  GERGİS
Gergis'in bulunduğu yer günümüzde kesinlik kazanamamış, bu konuda bazı iddialar ortaya atılmıştır. J.M.Cook,Gergis'in Bayramiç'ten
14 km. daha kuzeydeki Karıncalı köyü yolu üzerinde bir tepede olduğunu söyler.
Gergis sözcüğünün sonundaki ıs takısı Bilge Umar'a göre Hellen eklemesidir. Ayrıca Gerga'nın Hellen dilinde bir anlamı olmadığını da belirtir. Xenephon'da da ismi geçen Gergis'i Herodotos da Troas bölgesinin yerli halkı olan Troia'lılarla aynı soydan geldiği düşüncesindedir.
Kaynaklara göre surlarla çevrili kentte en tepede bir Athena mabedi vardı. Skepsis'in kadın Satrabı Mani'nın hazinesini burada sakladığına dair bir rivayet vardır.
Kentin bulunduğu yer olarak iddia edilen alanda devşirme taşlar dışında belirli bir kalıntı ile karşılaşılmamıştır .


                                    KEBRENE
  Adını Truva kralı Priamas'un oğlu Kabrianos'tan almıştır. Bayramiç ilçe merkezinin
12 km. güneydoğusundaki Çaldağ Köyü yakınında kurulmuştur. Kentin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir. Ancak troya savaşlarından önce kurulduğu sanılmaktadır. M.Ö. 334'de Büyük İskender'in eline geçmiş, onun ölümünden sonra da Lysimachos buralara hakim olmuştur. Lysimachos, Alexandria-Troas'ı büyütmek amacıyla diğer şehirlerlele birlikte Kebrene halkını bu şehre yerleştirmiştir. M.Ö. V. Yy'da madenleriyle ün salan şehir.3. asrın başlarında halkının boşaltılmasıyla sönmüştür. Geniş bir arazide tarihi kalıntı parçaları bulunmaktadır.
                

                       SKEPSİZ
Kentin ilk yerleşim yeri Bayramiç ilçesinin
18 Km. güneydoğusundaki Evciler Köyü idi. Sonradan Bayramiç'in 10 Km. doğusundaki Kurşunlu Köyü'nün bulunduğu yere taşınmış olup iki yerleşme merkezi arası 11 Km.dir. Her iki Skepsiz'in de ne zaman kurulduğu, ne zaman yer değiştirdiği tam bilinmemektedir. Ancak adının Helen dilinden gelmesi, kuruluşunun Troas içlerine Aiolialı Helenlerin göç etmeye başladığı çağdan önceye gitmediğinin belirtisidir. Bu kuruluş olasılıkla M.Ö. 6. Yüzyıl başına , yer değiştirme ise M.S.1. yüzyıla denk gelmektedir. Yazılı kaynaklarda, yörede yüksek surlarla çevrili bir kale ve Athena tapınağı olduğu bildirilmektedir. Bayramiç İlçesi kurulurken, bu kentin mimari kalıntıları kullanıldığından kent yok olmuştur. Yörede yeterli bir araştırma yapılmamıştır .

                         PARİON

Biga İlçesi Kemer Köyü yakınında yer alır. İlkçağ Helen inancına göre truvalı Priamos'un oğlu Paris'in adını taşır. Paris'in yeri anlamına gelir. İyi bir limana sahiptir. Parion Atina-Sparta savaşları sırasında Atina'nın yanında yer almış, hatta M.Ö. 410 yılında Alkibiades komutasındaki 86 gemilik Atina donması kentin bu limanında toplanmıştı. M.Ö. 8.yy.da kurulduğu sanılmaktadır. Tarihi kaynaklardan bilinen kentin bulunduğu yer doğru olarak ilk defa buradan çıkan paralara bakılarak 1801'de Dr. Hunt tarafından saptanmıştır. Kalıntıların çevresi 5-6 Km.yi bulmaktadır. Şehrin en parlak devrinde 25-30 bin kişilik bir nüfusa sahip olduğu sanılmaktadır.

 
   
değerli ziyaretçiler  
  Site henüz tamamlanmamıştır.Çalışmalar devam etmektedir.
Öneri ve eleştirilerinizi bekliyorum.Saygılarımla...
 
Bugün 34812 ziyaretçi (53836 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol